Kristen: Pamuk Prenses adeta yaşamın varlığını kutluyor ve karanlık sahneler de tahmin edeceğiniz gibi korkutucu.
Kristen'a Meksika yemeklerini denedin mi diye sorular ve o da Los Angeles'da büyüdüğünü söylüyor. (Not: O tarz yemekler yiyerek büyümüş yani.)
Önceki akşam Meksika'ya vardığında neden durup fanlarıyla konuşmadığı soruluyor. Kristen: "Bence fanlar beni anlıyor. Buraya geldiğimizde her yerde polisler vardı, yani havalimanlarında ne yapacağıma kendim karar veremiyorum."
Sam ve Kristen: "Filmdeki özel efektler büyüleyici."
Sam: "Filmdeki farklılıklar ve sürprizleri çok sevdim. Efsanevi hikayeyi yeniden keşfediyoruz."
Kristen: "Film karakterleri tamamıyla insancıllaştırıyor."
Kristen: "Bu bağımlılık derecesindeki zorlu enerjiyi insanlarla paylaşma şansı yakaladım."
Sam sette yaşadığı yaralanmalardan bahsediyor. Ama yine de hergün büyük bir heyecanla kalkıp sete gittiğini söylüyor.
Kristen: "Ben bir süper kahramanı canlandırmıyorum, nihayetinde kendimi çok feci yaraladım."
Kristen Charlize hakkında: "Bir odaya girdiğinde adeta yarattığı havayla saçlarınızı savuruyor. Size nüfus eden bir enerjisi var ama bu korkutucu bir şey değil. Her zaman onunla takılmak istiyorum. Çok eğlenceli biri. Tüm hayatım boyunca onu kendime örnek aldım."
Kristen Cannes hakkında: "Bu konuda biraz gergin olduğum için oyuncu arkadaşlarımla filmi orada kutlayacak olmak inanılmaz bir şey."
Kristen filmde Sam'in zırhı içerisinde taş gibi ve çok etkileyici olduğunu söylüyor ama gerçek hayatta tıpkı bir kaplumbağa gibi göründüğünü söylüyor.
İspanyolca konuşuyorlar
Sam: Cómo estás Kristen? (Nasılsın Kristen?) Muy bien (Çok iyi.)
Sam: Te quiero (Seni seviyorum.) Tequila, taco.
Kristen: Que bien (İyi.) Muchas gracias (Çok teşekkür ederim.)
İspanyolca konuşmanın ne kadar kolay olduğundan ve Kristen için diğer dilleri konuşmanın ne kadar zor olduğundan bahsediyorlar.
Kristen Meksikalı yönetmen Alejandro Gonzalez Iñarritu'yla birlikte çalışmak istediğini söylüyor.
Sam onun için en önemli sahnelerden birinin Kristen'la ormanda oldukları sahne olduğunu söylüyor. Onun için çok önemliymiş çünkü diyalogları çok yoğun duygular barındırıyor ve Prens'in farklı bir yönünü gösteriyormuş.
Kristen için onu en çok etkileyen ve en önemli sahne ise son sahneymiş. Bu sahne için özel olarak hazırlanması gerekiyormuş.
Kristen'a Meksika yemeklerini denedin mi diye sorular ve o da Los Angeles'da büyüdüğünü söylüyor. (Not: O tarz yemekler yiyerek büyümüş yani.)
Önceki akşam Meksika'ya vardığında neden durup fanlarıyla konuşmadığı soruluyor. Kristen: "Bence fanlar beni anlıyor. Buraya geldiğimizde her yerde polisler vardı, yani havalimanlarında ne yapacağıma kendim karar veremiyorum."
Sam ve Kristen: "Filmdeki özel efektler büyüleyici."
Sam: "Filmdeki farklılıklar ve sürprizleri çok sevdim. Efsanevi hikayeyi yeniden keşfediyoruz."
Kristen: "Film karakterleri tamamıyla insancıllaştırıyor."
Kristen: "Bu bağımlılık derecesindeki zorlu enerjiyi insanlarla paylaşma şansı yakaladım."
Sam sette yaşadığı yaralanmalardan bahsediyor. Ama yine de hergün büyük bir heyecanla kalkıp sete gittiğini söylüyor.
Kristen: "Ben bir süper kahramanı canlandırmıyorum, nihayetinde kendimi çok feci yaraladım."
Kristen Charlize hakkında: "Bir odaya girdiğinde adeta yarattığı havayla saçlarınızı savuruyor. Size nüfus eden bir enerjisi var ama bu korkutucu bir şey değil. Her zaman onunla takılmak istiyorum. Çok eğlenceli biri. Tüm hayatım boyunca onu kendime örnek aldım."
Kristen Cannes hakkında: "Bu konuda biraz gergin olduğum için oyuncu arkadaşlarımla filmi orada kutlayacak olmak inanılmaz bir şey."
Kristen filmde Sam'in zırhı içerisinde taş gibi ve çok etkileyici olduğunu söylüyor ama gerçek hayatta tıpkı bir kaplumbağa gibi göründüğünü söylüyor.
İspanyolca konuşuyorlar
Sam: Cómo estás Kristen? (Nasılsın Kristen?) Muy bien (Çok iyi.)
Sam: Te quiero (Seni seviyorum.) Tequila, taco.
Kristen: Que bien (İyi.) Muchas gracias (Çok teşekkür ederim.)
İspanyolca konuşmanın ne kadar kolay olduğundan ve Kristen için diğer dilleri konuşmanın ne kadar zor olduğundan bahsediyorlar.
Kristen Meksikalı yönetmen Alejandro Gonzalez Iñarritu'yla birlikte çalışmak istediğini söylüyor.
Sam onun için en önemli sahnelerden birinin Kristen'la ormanda oldukları sahne olduğunu söylüyor. Onun için çok önemliymiş çünkü diyalogları çok yoğun duygular barındırıyor ve Prens'in farklı bir yönünü gösteriyormuş.
Kristen için onu en çok etkileyen ve en önemli sahne ise son sahneymiş. Bu sahne için özel olarak hazırlanması gerekiyormuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder