6 Mayıs 2012 Pazar

Rupert Sanders 'Snow White and The Huntsman' İçin Kanını Akıttı

Snow White And The Huntsman'in daha önce yayınlanan görüntülerinde yavaş bir çekimle karlı zemin üzerine birkaç damla kan damladığını görüyoruz. Sahne, eski reklam yönetmeni olan Sanders tarafından düzenlendi ve ekip ne kadar çabalarsa çabalasın yapay şurup yeterli akışkanlığı ve sıçramayı sağlayamıyordu. "Yapay kan daha çok ahududu reçeli gibi görünüyordu," diyor Sanders. Böylece yönetmen 1 Haziran'da film vizyona girdiğinde seyricilerin nadiren tanık olabileceği bir şey yaptı, kendi kanını bir şırıngaya çekip ekibinden bunu kullanmalarını istedi. Bu hareketi ilk kez yönetmenlik yapan Rupert Sanders'ın filmine duyduğu bağlılığının yanı sıra detaylara verdiği itanayı da gösteriyor.

Sanders'ın Pamuk Prenses'i sanki Gladyatör'ün 15. yüzyılın sonlarında geçen,  periler ve sihirli yaratıkları barındıran versiyonu gibi. John Lee Hancock (The Blind Side), Hossein Amini (Drive), Evan Daugherty'in kaleme aldığı senaryo, masalın ana hatlarını barındırıp göz alıcı orman yaratıkları ve bir grup cüceyle birlikte içine cesaret ve gerçeklik katarak hikayeyi bütünleştiriyor. Pamuk Prenses dünyanın en güzeli olabilir ama tırnaklarının arasında beş yaşındaki bir çocuğun sahip olduğundan daha fazla kir var. "Her şeyi gerçeğe dayandırmak benim için en önemli şeydi," diyor Sanders.

Sanders'in hikayesinde Pamuk Prenses yardıma muhtaç bir kız değil. Tam tersine o hem bir savaşçı hem de iyileştirici bir yeteneğe sahip; doğayı iyileştirecek ve Kraliçe'nin yol açtığı karanlık dünya ile aydınlık dünyayı dengeleyecek bir gücü var. Her şeye hükmeden bir vampir gibi Ravenna ele geçirdiği Krallık'ın ormanını yok edip onun yerine sayısız canavar, trol, peri ve cücelerle dolu karanlık bir yer yaratıyor. Sanders Pamuk Prenses için: "Tıpkı yanan bir ateş gibi etrafındaki herkesi harekete geçiriyor. Onun içinde gördükleri bir şey insanları tekrar bir bütün haline getiriyor. O adeta yaşamın kalp atışı gibi." 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder